5 Temmuz 2013 Cuma

serviste ateş gibi osuruğun bırakıldığı an

hayatta kesinlikle yaşanması, kesinlikle zevki tatılması gereken bir deneyim.

dakikalar öncesinden, önceki alacakaranlık gecenin soğuğunda kıvama gelmiş bağırsaklarınızın hareketlendiğini, o güzel götünüzden önceki son çıkışta bir toplanma olduğunu hissedersiniz ve hazzın kokusunu almaya başlarsınız. etrafta bir sürü olaydan habersiz, az sonra entellektüel bir keyfin hazzını alacak olan göt sahibini fark etmemiş, hayatın bu güzel zevkleriyle yoğrulmamış insanlar vardır. ama o insanların varlığı, yokluğu sizin için hiç bir şey ifade etmez. sizin için önemli olan, pipiye dökülen kolonya kadar yakıcı olacağını tahmin ettiğiniz o osuruğu salmaktır.

ve o an gelmiştir, osuruk kendini daha fazla tutamaz içerde, kalın bağırsağınızın derin, uçsuz bucaksız, el değmemiş karanlığında yeterince beklemiştir çünkü. göt deliği ise hasretle bu osuruğun yolunu gözlüyordur, tıpkı sevgilinin asker yolu beklemesi gibi. ve pısss...

o derinden gelen, ama hazdan habersizlerin duyamadığı ses. kuyruk sokumumun adeta her tarafında hissedilen yanma, tıpkı bir yılan gibi deliğinden çalılara, yani kıllara sürtünerek çıkan bir osuruk. bağırsaklardan çıkıp özgürce göt deliğinde, sonra donda, sonra otobüsün atmosferinde dolaşan o osuruk,tıpkı 23 nisan'da okuluna koşarak zıplayarak giden bir çocuk gibi, kaygısız ve özgür.


ve burun deliklerinden girişi. mukozaya bir kedi edasıyla sürtünerek geçtikten sonra, kemoreseptörleri delercesine, ateşe verircesine, tutkuyla sevişen iki insan adeta. ve bu kokudan sadece sizin tat alabiliyor olmanız, diğer insanların bu anın tadını alamayacak kadar sıradanlaşmış, tek düze hayatlar yaşıyor olmaları...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder